Sanmışlardı ki “Ne mutlu Türküm diyene!” sloganı durumu idare etmeye yeter. Sesleri farklı çıksa da İslamcılar ve Kürtler başta olmak üzere farklı kesimler zaman içinde itirazlarını yükselttiler. Zaten hiçbir zaman da olmamıştı. Kulaklarını ve gözlerini kapayarak ülkeye bakmak isteyenlerin görmek istedikleri “sınıfsız ve imtiyazsız” bireylerden oluşan bir toplum yok ortada. Ama ne var ki bu ülkeyi yönetme kudretini ellerine geçirenler toplum içinde farklı kimlikleri görmemeyi tercih etmişlerdi. Özgür Özel’in açık ve net biçimde Kürtlerin varlığını kabul eden, onların taleplerini anlamaya çalışan bir yerde durması, iktidarın ve bazı laik ulusalcıların koalisyonuna karşı tavır alması çok önemlidir. Ama yetmedi. Her geçen gün anlıyoruz ki, 100 yıl geçmiş olsa da, Türkiye, toplum olamamış bir bir “toplum”. .
Özgür Özel’in açık ve net biçimde Kürtlerin varlığını kabul eden, onların taleplerini anlamaya çalışan bir yerde durması, iktidarın ve bazı laik ulusalcıların koalisyonuna karşı tavır alması çok önemlidir. Ama yetmedi. Kulaklarını ve gözlerini kapayarak ülkeye bakmak isteyenlerin görmek istedikleri “sınıfsız ve imtiyazsız” bireylerden oluşan bir toplum yok ortada. Ama ne var ki bu ülkeyi yönetme kudretini ellerine geçirenler toplum içinde farklı kimlikleri görmemeyi tercih etmişlerdi. Sanmışlardı ki “Ne mutlu Türküm diyene!” sloganı durumu idare etmeye yeter. Her geçen gün anlıyoruz ki, 100 yıl geçmiş olsa da, Türkiye, toplum olamamış bir bir “toplum”. Sesleri farklı çıksa da İslamcılar ve Kürtler başta olmak üzere farklı kesimler zaman içinde itirazlarını yükselttiler. Zaten hiçbir zaman da olmamıştı. .